info@panoramaarabuluculuk.com
Adres :Rumeli Cad. Zafer Sokak No : 55 Akıncılar Han Kat : 1 Nişantaşı - Şişli - İstanbul

Bizi takip edin:



Medeniyet, düşünce ürünlerinin gelişmesi ve ticarileşmesi ile başlar. Tekerleğin icadın- dan bu yana mucitlerin “buluş”ları bilim ve teknolojideki gelişmeyi sağlamış, yazar ve sanatçıların “eser”leri entelektüel kapasitemizi geliştirmiş, hayatımız “tasarım”lar sayesin- de daha konforlu ve estetik hâle gelmiştir. Bundan başka son yüzyılda, “marka” ve “coğrafi işaret” gibi kalite ve köken garanti eden kavramların ekonomiye yarattığı katma değer kabul edilmektedir. Fikri ürünler, ait oldukları toplumu geliştirmekle kalmayıp, ülkeler arasında yayılarak tüm insanlığa mal olurlar. İnsan yaratıcılığı sonucunda oluşan fikri ürünler, uy- garlığın gelişmesinin yegâne koşuludur. Ancak günümüzün teknolojik olanakları sayesinde artık belli bir sınıra hapsolmayan bu ürünlerden yararlanmanın, fikri emek ve çaba sahibi- nin maddi ve manevi haklarına zarar vermeden gerçekleşmesi gerekir. Bu nedenle medeni toplum gerek fikri haklar alanında eser sahiplerinin haklarını korumak, gerek sınai haklar alanında patentlerin yanı sıra, faydalı model, marka, endüstriyel tasarım, coğrafi işaretler, entegre devre topografyaları ve yeni bitki çeşitlerinden oluşan sınai mülkiyet haklarını ko- rumak konusunda etkin politikalar benimseme konusu üzerinde hassasiyetle durmaktadır. Ayrıca uluslararası toplum da fikri mülkiyet haklarının korunmasını her yönü ile destek- lemekte ve ihlal hâlinde, bu ihlale karşı kayıtsız kalan devletlere yaptırım uygulamaktadır. Aslında fikri mülkiyet hakkı uzun zamandan beri bir “insan hakkı” olarak değerlendiril- mekte ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde de ifadesini bulmaktadır. Buna göre: “1. Herkes, topluluğun kültürel faaliyetine serbestçe katılmak, güzel sanatları tat- mak, ilim sahasındaki ilerleyişe iştirak etmek ve bundan faydalanmak hakkını haizdir. 2. Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır”.16Türk Hukukunda da İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine uyumlu bir şekilde fikri mülkiyet haklarının korunması Anayasa’da ifadesini bulmuştur: “Herkes, bilim ve sanatı ser- bestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir”. Ülkemizde de fikri mülkiyet haklarına verilen önem özellikle 1950’li yıllardan beri sa- hip olduğumuz, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve fikri mülkiyet hukuku mevzuatını Avrupa Birliği ile uyumlu hâle getirme konusunda sarf edilen çaba sonucunda yürürlüğe giren pa- tent, marka, faydalı model, endüstriyel tasarım, coğrafi işaretler, entegre devre topografyala- rı, ıslahçı hakları gibi konularda bir dizi kanun ve kanun hükmünde kararnamede kendisini göstermiştir. Ancak bu konudaki en güncel gelişme 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 22.12.2016 tarihinde yürürlüğe girmiş olmasıdır1. Fikri mülkiyet haklarının korunması, bu hakların ticarileştirilmesi sırasında ortaya çık- ması kaçınılmaz olan uyuşmazlıkların da etkin, adil ve hızlı çözüme kavuşturulmasının bu politikanın bir parçası olacağı kuşkusuzdur. Bununla birlikte genel olarak uyuşmazlık çözümünde Devlet tarafından üstlenilen yargı- lama hizmetlerinde yaşanan sorun ve sıkıntılar hepimizin şikâyet ettiği hususlardır. Davalar uzun sürmekte, dava ve kararın uygulanması aşamaları çok uzun zaman alabilmektedir. Diğer yandan iş yükü ile dolu adli yargı sisteminde kararlar arasında yeknesaklık olma- ması diğer bir endişe konusudur. Devletlerin iç hukuk sisteminde öncelikle medeni yargı yönteminde birbirine karşı iki taraf vardır ve taraflardan her biri kendi delil ve savlarını getirmek suretiyle tamamen haklı bulunmak isterler. Sonuçta tarafların kendi seçmedikleri, görülen vakıada uzman olmayan bir merci, kimin haklı olduğuna karar verir. Sonuçta verilen karar, bir kazanan bir kaybeden belirler, çoğu kez iki taraf da karardan mutlu olmaz. Devletin üstlendiği medeni yargılamada beklenti, tarafın kabul ettiği gerçeğin ortaya çıkması ve davayı kazanmaktır. Bu durum, uyuşmazlıkları çözmenin başka yolları olup olmadığı konusunda düşünmeye sevk etmiştir. Zira, çoğu kez adalete ulaşılsa bile zaman ve para kaybına neden olduğu görül- mekte geç gelen adaletin adalet olmadığı düşüncesi yayılmaya başlamıştır. Nitekim medeni yargılama sisteminde “kavga” ve “yarışma” anlayışı geçerlidir. Alternatif çözüm yolları, özellikle arabuluculuk, medeni yargılama usulünün sayılan sakıncalarına karşı geliştirilmiş, farklı uyuşmazlık çözüm yöntemleridir2. Bu çözüm yön- temleri, tarafların sivri uçlu davranışlarını törpülemek ve tarafları dava sırasında daha açık olmaya ve iyi iletişim kurmaya yöneltmek amaçlarını gerçekleştirmeye yöneliktir. Bu çözüm yöntemleri ile, sonuca erken ulaşılması, haksızlığa uğrama endişesinin azaltılması, idari, mali ve zaman bakımlarından tasarruf edilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca, uyuşmaz- lıkların alternatif yollarla özellikle arabuluculuk ile çözümlenmesinden sonra dava tarafları 1 22.12.2016 tarihinde kabul edilen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu için bkz. RG 10/1/2017-29944. 2 POLAT, Malike: Milletlerarası Usul Hukukunda Arabuluculuk, Ankara, 2010, 13 vd.; ÖZMUMCU, Seda: Uzak Doğu’da Arabuluculuk Anlayışı ile Türk Hukuk Sisteminde Arabuluculuk Kurumuna Genel Bir Bakış, Anka- ra 2013Giriş17birbirleri ile çalışmaya devam edebilmelidir. Alternatif çözüm yöntemlerinde, uyuşmazlığa çözüm bulması beklenen kişilerden, uyuşmazlığa sadece hukuk açısından değil, menfaatler açısından da bakması beklenmekte, taraflar ve çözüm getirecek kişi problemi birlikte ma- saya yatırmakta ve herkes için en iyi olacak çözümü getirmeye çalışmaktadır. Amaç, her iki tarafın da bu masadan mutlu kalkmasını sağlamaktır. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK)3, yabancılık unsuru taşıyanlar da dahil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır. Hukuki uyuşmazlıkların arabuluculuk ile çözülmesi son zamanlarda hukuk sistemlerinin önemsediği bir konudur. Ülkemizde de Adalet Bakanlığının, uzunca bir zamandır yaptığı ça- lışmaların bir sonucu olarak dava şartı olarak arabuluculuk kurumu, hukukumuza ilk defa 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunuyla4 girmiştir. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nu md. 3/1 uyarınca, “kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması” dava şartıdır5. Bu konudaki en son gelişme ise, “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Teklifinin” yasalaşarak6, ticari uyuşmaz- lıklarda arabuluculuğun zorunlu dava şartı hâline gelmesidir. Kanunun ilgili maddelerine göre; “MADDE 20- 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir. “3. Dava şartı olarak arabuluculuk MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirti- len ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazmi- nat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki haf- ta uzatılabilir.” MADDE 21- 6102 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. “GEÇİCİ MADDE 12- (1) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hü- kümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri 3 07/06/2012 tarihli ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu için bkz. RG 22/06/2012-283314 12.10.2017 tarihli ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu için bkz. RG.25.10.2017-30221. 5 “İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz” (İMK m. 3/3). Ancak, taraflar isterlerse ihtiyari olarak arabuluculuk yoluna başvurabilirler.6 6.12.2018 tarihli ve 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun için bkz. RG. 19.12.2018-30630. 18ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.” MADDE 22- 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Şu ka- dar ki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesi hükmü saklıdır.” MADDE 23- 6325 sayılı Kanuna Dördüncü Bölümden sonra gelmek üzere “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığıyla Beşinci Bölüm ve aşağıdaki madde eklenmiş, diğer bölümler buna göre teselsül ettirilmiştir.” Söz konusu Kanun, torba kanun olarak tabir ettiğimiz bir kanundur ve bu kanunun çerçe- ve md. 20-23 hükümleri, zorunlu arabuluculuk müessesesini düzenlemektedir. Kanun, md. 20 hükmü ile 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) md. 5/A hük- mü eklenmesini düzenlemektedir. TTK’ya eklenen md. 5/A hükmüne göre; “Kanunun 4’üncü maddesinde belirtilen davalar- dan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması” dava şartı olarak düzenlenmiştir. Anılan hüküm, ilk bakışta yalnız ticari davalar için öngörülmüş bir düzenleme gibi görünse de fikri mülkiyet mevzuatında öngörülen davaları da kapsadığı kuşkusuzdur. Zira TTK md. 4/1(d) hükmüne göre; tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılmaktadır. TTK md. 4/1(d) hükmünün kapsamına; 22.12.2016 tarihli ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda (SMK), 22.04.2004 tarihli ve 5147 sayılı Entegre Devre Topoğrafyalarının Korunması Hakkında Kanun’da ve bir ticari işletmeyi ilgilendirmesi koşuluyla7 05.12.1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda (FSEK) öngörülen davalar girmek- tedir. Kanunun md. 20 hükmü, söz konusu davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olma- sını dava şartı olarak öngörmektedir. Fikri mülkiyet haklarını koruma hususunun ekonomiye etkisi anlaşıldığından bu yana, alternatif çözüm yollarının bu alanda ne ölçüde gündeme gelebileceği üzerinde durulma- ya başlanmıştır. Fikri mülkiyet ürünlerinin korunamaması, ortaya çıkan üründen ekonomik yararlanmayı ortadan kaldırdığı, etkin bir fikri mülkiyet koruma sisteminin ise, ürünün pa- zar değerinin artmasını sağlayacağı ortadadır. Fikri mülkiyet ürünlerinin korunması, finans dünyasında giderek daha büyük bir önem kazanmaktadır. Markaların veya patentlerin ko- runması, teknolojik konularda fikri mülkiyet lisans sisteminin getirilmesi, ekonomik geliş- meyi güvence altına almaktadır. Dünyada giderek ekonomik gelişme, büyümenin sağlanması, yatırımların desteklenme- si ve yenileşmenin cesaretlendirilmesi için, etkin bir fikri mülkiyet koruma sistemini en önemli unsur olarak görme eğilimi artmaktadır. Ancak etkin bir fikri mülkiyet sistemi, aynı 7 TTK md. 4/1 son cümle, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserle- rine ilişkin haklardan doğan davaları ticari dava olarak nitelendirmemektedir.Giriş19zamanda ihtilafların etkin bir biçimde çözülmesini de gerektirir. Bu nedenle alternatif çö- züm yöntemleri, özellikle arabuluculuk ve tahkim, fikri mülkiyet hukuku ihtilaflarının çözül- mesinde oldukça büyük bir rol oynamaya başlamıştır. Mesela, marka konusunda açılan davaların büyük bir çoğunluğu, markanın tescilinin hü- kümsüz olduğu iddiası ile açılmaktadır. Bu husus medeni yargılamada görüldüğü zaman, hâkim, markanın hükümsüz olup olmadığına karar verecektir. Eğer markanın iltibasa neden olmayıp, orijinal bir işaret olduğuna karar verirse, bir hakkın ihlal edilip edilmediği yönün- de bir tercihte bulunmuş olacaktır. Burada hâkimin gri bir çözüm önermesi söz konusu ol- mayıp ya ak ya kara şeklinde bir karar vermesi gerekmektedir. Ancak markanın hükümsüz- lüğüne karar verilmesi durumunda, o işareti artık marka olarak kullanamayacak olan kişi ya da işletme açısından oldukça zor bir durum ortaya çıkmaktadır. Ancak hâkim, mevcut hu- kuk düzeninin kuralları ile bağlı olduğu için yaratıcı bir çözüm bulmak durumunda değildir. Hukuk düzenlerinde çoğu kez her hakkın sınırlı sayıda koruma yolu olur ve hâkim bunların içerisinde kalarak bir çözüm üretmek durumundadır. Genellikle de bu çözüm, taraflardan birini, bazen de her iki tarafı birden yeterince mutlu etmez. Bu nedenle, özellikle ciddi bir teknolojik ve hukuki bilgi gerektiren fikri mülkiyet hak- larından doğan uyuşmazlıkların alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleriyle çözümlenip çözümlenemeyeceğini ele almak gerekmektedir. Bilindiği üzere fikri mülkiyet hakları, fikri veya sınai bir ürün üzerinde doğmakta ve sahibine bir tekel hakkı tanımaktadır. Bu saye- de eser veya buluşun yaratıcısı, emeğinin karşılığını alabilmekte ve lisans sözleşmeleriyle emeğini maddi bir gelire dönüştürebilmektedir. Hâl böyleyken gerek hakların tescili aşa- masından ve daha sonra doğacak hükümsüzlük iddialarından, gerek hakların devrini içe- ren sözleşmelerden doğan çeşitli uyuşmazlıklar adli yargı mercilerinin önüne gelmektedir. Uyuşmazlıkların adli yargı mercileri yerine alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleriyle çö- zümlenmesi birçok faydayı beraberinde getirmektedir. Elinizdeki bu kitap fikri mülkiyet hakları ile ilgili uyuşmazlıkların arabuluculuk ile çözüm- lenmesine katkı sağlamak amacı ile yazılmıştır. Bundan sonra fikri ürünlerin kullanılması ve ticarileştirilmesi sırasında ortaya çıkacak uyuşmazlıkların alternatif çözüm yöntemleri ile hızlı, etkin ve tarafları memnun eden bir şekilde çözümlenmesi ve böylece medeniyetin ge- lişmesine katkıda bulunabilmek en büyük arzumuzdur. Bu amaçla kitabın Dr. Hasan Kadir Yılmaztekin tarafından kaleme alınan “Fikri Haklar” bölümünde eser kavramı, eser ve hak sahipliği, manevi ve mali haklar ile bağlantılı haklar, bu haklarla ilgili hukuki işlemler, miras hükümleri ile koruma süreleri ve son olarak fikri haklarla ilgili açılacak hukuk davaları konuları açıklanmıştır. Bölüm sonuna bu konuların somut uyuşmazlıklarda nasıl ortaya çıktığını göstermek adına örnek olaylar ve bunlara iliş- kin hukuki tahliller eklenmiştir. Kitabın Prof. Dr. Arzu Oğuz tarafından kaleme alınan “Marka Hukuku” bölümünde marka kavramı, marka olabilecek işaretler, hükümsüzlük nedenleri olarak mutlak ve nisbi tescil engelleri, marka ihlali, marka kullanım hakkının sınırları ve yükümlülükler, markanın sona ermesi konuları açıklanmıştır.20Kitabın Av. Ezel Üner tarafından kaleme alınan “Coğrafi İşaretler ve Geleneksel Ürün Adı” bölümünde; coğrafi işaret, menşe adı, mahreç işaret ve geleneksel ürün adı kavramı, tescil süreci, hakkın kapsamı, kullanım ve denetimi, hakkın sona ermesine ilişkin hükümsüzlük hâlleri ve tecavüz sayılan fiiller “Coğrafi İşaret” ve “Geleneksel Ürün Adı” başlıkları altında ayrı ayrı açıklanmaktadır. Kitabın Av. Ezel Üner tarafından kaleme alınan “Tasarım Hukuku” bölümünde; tasarım kavramı, koruma şartları, koruma kapsamı dışında kalan tasarımlar, tasarım çeşitleri, tasa- rım hakkının kapsamı ve sınırları, tasarım tescili ve hükümsüzlük hâlleri açıklanmaktadır. Kitabın Av. Ezel Üner tarafından kaleme alınan “Patent ve Faydalı Model Hukuku” bölü- münde ise; patent ve faydalı model kavramı, şartları, patent ve faydalı model hakkının kap- sam ve sınırları, tescili ve hükümsüzlük hâlleri “Patent” ve “Faydalı Model” başlıkları altında ayrı ayrı açıklanmaktadır. Kitabın Prof. Dr. Arzu Oğuz tarafından kaleme alınan “Sınai Mülkiyet Haklarıyla İlgili Ortak Hükümler” adlı son bölümünde sınai mülkiyet haklarıyla ilgili hukuki işlemler, sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin ileri sürebileceği talepler görevli ve yetkili mahkeme hususları ele alınmıştır.
AllBlogDivorceFamily LawInternationalMarriageSeparation
https://panoramaarabuluculuk.com/wp-content/uploads/2023/08/PAM2.jpg
Rumeli Cad. Zafer Sokak No : 55 Akıncılar Han Kat : 1 Nişantaşı - Şişli - İstanbul
0212 230 34 50
info@panoramaarabuluculuk.com

Bizi takip edin:

ÜCRETSİZ DANIŞMANLIK

arabuluculuk Arabuluculuk Panorama Arabuluculuk ve Hukuk Bürosu . Görüşmeler kalite ve eğitim amacıyla kaydedilebilir. Copyright © 2024 AKTİFNET, Bütün hakları saklıdır. Design By GÖKHAN EGE Sponsor By TUNALARDORUK GREEN WORLD – ASKICIM

Lütfen Bilgi İçin Arayınız...